Evet, Nerede kalmıştık? Güney Fransa’nın en az Cote d’Azur kadar ünlü olan Provence bölgesindeki Luberon milli parkında yer alan köylerle ve lavanta tarlalarıyla başlayalım!

ROUSSILLION

Roussillion deniz seviyesinden 1000 fit yüksekliğinde, “Kırmızı Dağ” dedikleri Mont Rouge’un tepesinde kurulmuş bir köy. Kırmızı toprağı (ochre) ile ünlü olan Roussillion 1943’den beri korunmuş ve modern mimariden nasibini neredeyse hiç almamış. Kızıla yakın kırmızımsı toprak birikintileri ve müstesna manzarası ile II. Dünya Savaşı sonrasından beri turizmden kazanç elde ediyor. Ne yazık ki burada II. Dünya Savaşı sırasında 40’dan fazla insan hayatını kaybetmiş.

OCHRE TRAIL

Ben iki Provence seyahatimde de burada konakladım. İlk konaklamam tavsiye üzerineydi. Sonra burayı çok sevdim. Bu köyde derin bir huzur ve aidiyet hissediyorum. Özellikle turistler çekilip, hava kararmaya yüz tutunca yukarıdaki kiliseye çıkılan tepeden manzarayı izlemenin keyfi muhteşem oluyor. O sırada zaman duruyor ve ben doğa ile bütünleşiyorum. Gözümün alabildiğine yeşil ve nefes kesici manzara ile baş başa kalıyorum. Ufka bakıyorum, manzaranın ucunu göremiyorum. Büyük şehirlerde çarpık yapılaşma ve beton yığınları sebebiyle gözüm uzağı göremez, görüntüm muhakkak kesilir. Fakat Provence’da, hele Roussillion’da, bakışlarım gidebildiği kadar uzağa gider. Yorulurken bile dinlenirim.

MANZARAYA BAKIŞ

Roussillion’a gündüz gitmekten ziyade, sabah veya akşama doğru gitmenizi tavsiye ederim. Bu şekilde hem turist kalabalığından uzak durursunuz hem de aşırı sıcakta kavrulmamış olursunuz. Roussillion’a gitmişken muhakkak “Ochre Trail” dedikleri kırmızı toprakta yürüme keyfine varmalı ve sokaklarını keşfetmelisiniz. Fakat Ochre Trail açılış-kapanış saatlerine dikkat edin. Her mevsim değişiyor. Köyün sokaklarını dolaşırken evlerin her birinin benzer dokularda olduğunu göreceksiniz. Bu da insan gözünü çok rahatlatan bir şey zaten. Evler oldukça sade ve huzur verici dizayn edilmiş. Renkler kızıl ve sarının neredeyse her tonundalar.

KIRMIZI TOPRAK

Roussillion’da gün batımı

Biz Roussillion’da “Hotel Des Ambres”de konakladık. Kahvaltısını da oldukça beğendik. Ancak eğer maddi durumunuz el veriyorsa “Hotel Le Clos de la Glycine”de de konaklayabilirsiniz. Böylece güne enfes manzara eşliğinde başlamış olursunuz. Akşam yemeğini yine enfes kırmızı toprak manzarasını karşısına alan Restaurant David’de yemenizi tavsiye ederim. Orada yediğimiz her şeyden memnun kaldık. Zaten Michelin yıldızı da mevcut. Ancak bir gün öncesinden rezervasyonunuzu yaptırmayı ihmal etmeyin.

Ochre Trail

GORDES

Başrolünü Russell Crowe ve Marion Cotillard’ın paylaştığı “A Good Year” filmini izlediyseniz, burayı görmek isteyeceksiniz. Filmdeki şirin kafe Gordes’in tam merkezinde kalıyor. Burada bir şeyler yemenizi veya içmenizi öneririm. Ancak yemek için rezervasyon şart.

Burası 1960’lara kadar hayalet bir köy iken, Avignon’da başlayan tiyatro festivaliyle birlikte Amerikalı film yapımcılarının dikkatini çekmiş. Sonrasında Avrupa’dan ve Amerika’dan sosyo-ekonomik olarak yüksek seviyede insanlar buraya Provansal temalı evler inşa etmişler. Dolayısıyla Gordes mimari olarak oldukça düzgün ve uyumlu. XVI. yy’dan kalma bir şatosu mevcut. Burada genelde modern sanat galerileri oluyor.

Gordes

Provence’a gittiğinizde hasır çantalar, çeşit çeşit sepetler satıldığını göreceksiniz. Bunlardan bir tane almak isterseniz Gordes’den alabilirsiniz. En çeşitli ve kaliteli olanlarını Gordes’de ve St.Remy de Provence’da gördüm. Gordes’den lavanta ve/veya akasya balı, provansal mutfak eşyaları ve süslü kapı numaraları alabilirsiniz. Gordes’in pazarı salı günleri kuruluyor. Ancak küçük.

Gordes’e geldiğiniz yol üzerinde sağınıza baktığında köyün uzaktan manzarasına hayran olmamak mümkün değil. Köye girmeden arabanızı kenara koyup manzaranın tadını çıkarabilir ve fotoğraf ile anı ölümsüzleştirebilirsiniz.

Gordes’e bakış

Gordes’de konaklamak isterseniz sizlere Mas de la Baume otelini önerebilirim. Gidenler oldukça memnun kalıyor. Maddi olanaklarınız geniş ise La Bastide de Gordes’de kalmayı düşünebilirsiniz.

ABBEYE DE SENANQUE

Burası Gordes’e 10 dakikalık mesafede önünde lavanta tarlaları olan iyi korunmuş bir manastır. 1148’den beri aktif olan bu manastırın fotoğrafını çekmeden ülkeye dönmek olmaz! Şaka bir yana manastırı sadece dıştan görmenizi değil içini de gezmenizi tavsiye ederim, böylece genel olarak manastırlar ile ilgili de fikir sahibi olabilirsiniz.

Mayıs ayında henüz lavantalar açmamışken Senanque Abbey

Aslında manastırlar Roma düştükten sonra halkın özgür hissettikleri yerler olmuş. Orta Çağ’da Tanrı ve insan arasında arabulucu olmuşlar. Milattan sonra 529’da St. Benedict manastırların işlevini genişletmiş. Böylece manastırlar güçlenmiş, zenginleşmiş. Dünyada manastır sayıları artmış ve keşişler eski mütevaziliklerini kaybetmişler. Tabiri caizse, manastır başrahipleri manastırlarını kendi krallıkları gibi yönetir olmuş. Aslında bu manastırlar Orta Çağ’ın endüstri devrimi olmuşlar. Manastırlarda adil bir yönetim yokmuş. Soylu ailelerden gelen rahipler rahat ettirilirken, en ağır işler köylü ailelerden gelen rahiplere yükleniyormuş.

Lavanta zamanı Senanque Abbey

FONTAINE DE VAUCLUSE

Karavan ile gezenler, kano yapanlar için burası bir cennet olabilir. Sorgue nehrini içine alan Fontaine de Vaucluse kâğıt değirmeni ve saniyede 90.000 lt akan suyun yeryüzüne çıktığı nehir kaynağıyla ünlü.

Fontaine de Vaucluse

Akan suyun berraklığı 🙂

Burayı rahatlıkla öğle saatlerine denk getirebilirsiniz. Böylece akan suyun yanında ferahlamış olursunuz. Burada gözünüz yeşile, maviye ve kulaklarınız ferahlatıcı su sesine doyar. Su o kadar berraktır ki, içindeki her ayrıntıyı ayırt edebilirsiniz. Eğer çocuklarınız varsa, buradan gerçekten çok keyif alacaklar. Buna ek olarak en güzel Provansal duvar süsleri ve güneş saatleri burada satılır. Sonra başka yerden alırım derseniz, bulamayabilirsiniz benden söylemesi!

LACOSTE

Öncelikle eğer benim gibi Roussillion’da kalacaksanız ve yaz aylarında iseniz, Lacoste’a giderken yolda muhteşem lavanta tarlalarını kaçırmayın derim.

Lacoste tepede kurulmuş, yürümesi zor taş yolları olan bir köy. Sadizmin ağababası Markiz de Sade’nin 30 yıldan fazla yaşamış olduğu şato burada. Pornografik romanları, cinsel içerikli çılgın ev partileri, köylüleri kapatıp onlara yaptığı eziyetler ile ünlü olan Sade sonunda tutuklanıyor.

Lacoste’daki kaleye köyün içinden yürüyerek veya doğrudan arabayla çıkabilirsiniz. Eğer bebeğiniz varsa, bebek arabası yerine kanguruyu tercih edin. Bebek arabası ile dik ve taş sokakları tırmanmak neredeyse imkânsız. Kaleye çıktıktan sonra sizi ferahlatıcı bir Bonnieux manzarası bekliyor olacak.

LOURMARIN

Luberon bölgesinin en güneyinde kalan bu köyde zarif bir Rönesans şatosu var. Albert Camus burada yaşamış ve burada gömülü. Hava çok sıcak olmasına rağmen köydeki uzun çınar ağaçlarının gölgeleri bizi çok ferahlatmıştı.

Lourmarin Şatosundan köye bakış

Lourmarin şatosunun bahçesinden

Biz köyün içini detaylı gezmedik. Şatoya girdik, güzel bir yerde yemek yedik ve çocuk parkında vakit geçirdik. Özellikle çocuk parkında geçirdiğimiz vakitten çok keyif aldığımızı söylemeliyim. Diğer çocuklar ve aileler piknik sepetiyle gelmişlerdi. Duyduğuma göre cuma günü sabah erkenden saat 13:00’e kadar açık kalan güzel bir pazarı varmış. Eğer cuma günü Lourmarin’e giderseniz aklınızda bulunsun.

LAVANTA TARLALARININ İZİNDE

Evet, geldik lavanta tarlalarını gezmeye… Lavanta tarlalarını gezmeden önce bilmeniz gerektiğini düşündüğüm birkaç ayrıntıyı sıralıyorum.

• Öncelikle lavanta tarlalarının arılarla dolu olduğunu söyleyeyim. Zaten tarlaya yaklaşınca enfes lavanta kokularıyla birlikte arı vızıltılarını da duymaya başlıyorsunuz. Gitmeden önlem olarak yanınıza arı kovucu sprey ve arı sokma ihtimaline karşı krem alabilirsiniz.
• Fotoğraf çekimi için ışık hava kararmadan hemen önce güzel oluyor. Hava kararmadan 2 saat önce bölgeye gidip karardıktan sonra bölgeden ayrılırsınız. Yazın en geç 20:00’ye doğru tarlaların olduğu bölgeye gitmiş olmanızı öneriyorum.
• Bazı tarlaların başında profesyonel fotoğraf çektirmek isteyenler için özel fotoğrafçılar bekliyor.
• Çok koyu renk kıyafetlerden ziyade açık renk ve canlı renkli kıyafetler tercih edebilirsiniz. Ayrıca şemsiye, sepet, piknik sepeti, lavanta buketi, şapka gibi aksesuarlar fotoğraflarda güzel çıkıyor.
• Eğimli ve geniş tarlalar için Valensole’u tercih etmelisiniz.
• Lavanta tarlalarında fotoğraf çekimi ile ilgili ayrıntılı bilgi için link bırakıyorum.

VALENSOLE

Provence bölgesindeki en güzel lavanta tarlalarını görmek için Valensole’a gelmelisiniz. Biz Roussillion’dan yaklaşık bir saat mesafedeki bu tarlaları görmek için bir öğleden sonra yola çıktık. Daha yola koyulduğumuzdan itibaren etrafımızda mor çiçekleriyle çeşitli lavanta tarlaları, yemyeşil ağaç koridorları, bağlanmış saman balyaları ile uçsuz bucaksız tarlalar başlamıştı.

Yol bile kendi içinde o kadar keyifli idi ki, birçok yerde durup vakit geçirmekten dolayı lavanta tarlalarının asıl olduğu bölgeye hava kar
armadan varamadık. Baktık ki hava kararıyor, oracıkta gördüğümüz yerel bir restorana girdik. Bahçesinde akşam yemeği yedik. O akşamki ambiyansı ömrümün sonuna kadar unutamayacağım. Gitar çalan, gülen eğlenen insanlar, incecik hamurlu, çıtır, nefis bir pizza, çimlerde koşturup eğlenen çocuklarım…,

Valensole’da lavanta tarlası

Sonraki gün şansımızı tekrar denedik. Bu sefer yola daha erken çıktık ve Valensole’a ulaştık. Lavanta tarlalarının arasında dolaştık. Fotoğraflar çektik.

Unutmadan söyleyeyim, her yıl temmuz ayının üçüncü pazarında burada Lavanta Festivali oluyor. Festival 2018 yılında 15 Temmuz’a denk geliyor.

SAULT

Lavanta tarlalarının yoğun olduğu bir diğer bölge Sault. Enlem olarak daha yukarıda kaldığından ötürü lavantaların çiçek açtığı zamanlar Valensole’dan sonra oluyor. Biz gittiğimiz tarih dolayısıyla Sault’a gitmedik.

Şu haritadan Provence bölgesinde lavanta tarlaların bulunduğu bölgelere bakabilirsiniz.

Son olarak aşağıda lavanta ile ilgili neredeyse her şey hakkında bilgi alabileceğiniz lavanta müzesinin ve lavanta çiftliklerinin linklerini bırakıyorum.

Musée de la Lavande

http://www.plantes-aromatiques-provence.com/

http://www.hobouquetdelavande.com/

http://www.gaec-champelle.fr/

Yazının devamı için tıklayınız.